6-12 Mart Dünya Glokom Haftası nedeniyle hastanemiz Göz Hastalıkları Uzmanı Opr. Dr. Özgür UZUN ile yaptığımız söyleşi,
Glokom yani halk arasında bilinen adıyla göz tansiyonu Türkiye’de ve Dünyada önlenebilir körlük nedenleri arasında ilk sıralarda yer almaktadır. Dünyada yaklaşık 80 milyondan glokom hastası olduğu düşünülmektedir.
Göz tansiyonu maalesef son dönemlere kadar hiçbir belirti vermeden sinsi bir şekilde ilerlemekte ve hastanın kendisinin göz tansiyonunu fark ettiği zaman artık çok geç olmaktadır.
Glokom için ileri yaş, aile bireylerinde göz tansiyonu olması, uzun süreli kortizonlu ilaç ve damla kullanımı özellikle bilinen risk faktörleridir. Glokom tanısının erken konulabilmesi ve tedaviye erken başlanarak göz sinirlerinin harabiyeti erken dönemde engellenerek körlük büyük oranda azaltılmaktadır. Göz tansiyonunu belirlemenin tek yolu göz muayenesi ve bu sırada ölçülen göz içi basıncı ve göz sinirlerinin incelenmesidir.
Göz tansiyonunda göz içi basıncı genellikle artar ve optik sinir dediğimiz göz sinirinde harabiyete yol açar. Ve görme alanında daralmaya neden our. Bu harabiyet ilerleyici tipte olduğundan zamanla göz siniri tamamen zedelenmiş olur ve hastada tam körlük gelişebilir. Tedavide asıl amaç göz sinirindeki harabiyetin ilerlemesini durdurmaktır. Bu nedenle erken tanı önemlidir. 40 yaş üstünde her yıl göz tansiyonu ölçtürmek, özellikle risk faktörleri olan hastalarda çok önemlidir.
Göz tansiyonu tanısı konulduktan sonra tedavi için göz içi basıncı düşürmek amacıyla öncelikle damlalar kullanılmaktadır. Damla dışında Lazer tedavisi ve dirençli olgularda cerrahi olarak ta tedavisi mümkündür. Tedavide en fazla dikkat edilmesi gereken damlaların saati saatine oldukça düzgün bir şekilde kullanılması ve düzenli doktor kontrolleridir.