30 Mayıs Dünya MS Günü nedeniyle Nöroloji Uzmanımız Dr. Mehmet Cem DÖNMEZ ile söyleşimiz.
MULTİPL SKLEROZ
Multipl Skleroz ( MS ); merkezi sinir sistemini oluşturan beyin, beyin sapı ve omurilik boyunca yer alan sinir hücrelerinin , bağışıklık sistemimiz tarafından tehdit olarak algılanması sonrasında oluşan inflamasyon, demyelinizasyon ve akson hasarı ile karakterize , daha çok 20-40 yaşlarda daha çok kadınlarda olmak üzere erkeklerde de ortaya çıkan, sıklıkla ataklarla karakterize nörolojik bir hastalıktır.
Multipl Skleroz da sinir hücrelerinin akson adı verilen uzantılarını saran yağ hücrelerinden zengin myelin kılıflarda plak adı verilen sklerotik değişiklikler meydana gelir. Gelişen plaklar; sinirin hücre gövdesinde oluşturulan elektriksel iletilerin hızını ve etkisini azaltarak tutulum yerine bağlı nörolojik belirtiler ortaya çıkarır.
MS NEDEN OLUR?
Multipl Skleroz hastalığının nedeni günümüzde tam olarak bilinmemektedir. Araştırmalarda, hastalığın gelişme aşamalarının bir kısmı ortaya konularak değişik risk faktörleri tanımlanmıştır. Belirli bir genetik yapıya sahip insanlarda bazı çevresel etkenler hastalığın gelişmesine neden olabilmektedir. Soğuk iklimde yaşayan gün ışığını daha az alan etnik gruplarda daha sık görülmekle beraber, hastalık Ebstein-Barr Virus- Herpes virusleri ve bazı toksinlerin bağışık sistemini harekete geçirmesiyle ortaya çıkabilmektedir.
Multipl Skleroz hastalığında temel bozukluk bağışıklık sisteminden kaynaklandığı için , diğer otoiimmun kökenli ( bağışıklık sisteminin kendi vücuduna zarar verdiği hastalıklar) Hashimoto Tiroiditi, inflamatuvar barsak hastalıkları, Tip1 Diyabet e sahip hastalarda görülme olasılığı daha yüksektir. MS li hastaların 1. derecedeki akrabalarında hastalığın ortaya çıkması toplumun diğer bireylerine göre yaklaşık %3-5 oranında daha yüksektir. Bunun nedeni tanımlanmış bazı genlere sahip kişilerde bağışıklık sisteminin çevresel faktörlerinde etkisiyle myelin kılıfa reaksiyon göstermeye yatkın hale gelmesidir.
Hastalığın ortaya çıkmasındaki son görüş ise ; bağışıklık sisteminin olgunlaşma döneminde henüz tanımlanmamış bir virüsün ya da çeşitli virus hastalıklarının birinin veya bir çoğunun hastalığa meyilli kişilerde merkezi sinir sisteminde zaman içinde otaya çıkması şeklinde tanımlanmıştır.
MS hastalığı enfeksiyöz kökenli bir hastalık olmadığından bulaşıcı değildir. Ataklar ve hasta bakımı kontrol altına alındığında hastalığın gidişatına ve kliniğine göre toplumun diğer bireylerine göre yaşam süresi kısadır.
MS HASTALIĞININ SEYRİ NASILDIR?
Multipl Skleroz hastalığının seyri kişilere göre farklılık göstermekle birlikte %70-80 atak ile ani başlangıçtır. Ataklar değişik aralıklarla tekrar ederken, bir kısım hastada da seyrek ataklar gelişir. Hastaların bir kısmında birkaç atak sonrası hastalık ataksız döneme girerken az kimsede de atak gözlenmeyebilir, hatta uzun bir müddet ataksız dönem gözlenebilir. Çok düşük orandaki hastada ise hızlı ilerleyici yaşam kalitesini bozan ataklarla ya da ataksız formları gelişebilir. Buradan da çıkarılacak sonuç; diğer hastalıklarda olduğu gibi Multipl Sklerozda da hastalık bireysel özellik gösterir. Tanı konulduktan sonra; muayene bulguları, atak zamanı ve bulguların sürekliliği süregelen zaman içerisinde değerlendirilerek hastalığın klinik seyrinin tiplendirilmesi yapılır. Genellikle hastalığın ilk beş yılında iyi huylu giden, hayat kalitesini fazla bozmayan hastaların seyrinin olumlu olabileceği söylenebilir.
Atak Nedir?
En az 24 saat süren hayatı kısıtlayan hastalık belirtisi atak olarak tarif edilir. İllaki Multipl skleroza atfedilmeyen yorgunluk bile atak belirtisi olmakla birlikte kuvvet kaybı görme bozukluğu denge kaybı gibi temel birincil sinir sistemi belirtileri de ataktır. Ataklar hastalığın aktif olması anlamına gelir ve tanısı konularak tedaviye başlanmalıdır.
Bazen araya giren enfeksiyonlar,elektrolit değişiklikleri,ateş atağı taklit ederek önceki belirtilere benzer. Bu durumlar kontrol edildiğinde belirtiler geriler ve atak olarak tanımlanmaz.
Gün içinde gelişen birkaç dakikadan birkaç saate kadar uzayan 24 saati aşmayan ; genellikle duyusal olan örneğin uyuşma, keçelenme iğnelenme gibi ( paroksismal ) değişiklikler atak olarak kabul edilmez.
MS HASTALIĞININ BELİRTİLERİ NELERDİR?
· Yorgunluk,
· Vücudun değişik kısımlarında ; yüzde kollarda bacaklara uyuşma, karıncalanma
· Kollarda bacaklarda güç kaybı, sertleşmeler,
· Çift görme, bulanık görme bunlara eşlik eden ağrı gibi görme bozuklukları,
· Denge ve yürüme bozuklukları,
· Elde, kolda, bacakta titremeler,
· Dilde peltekleşme, konuşma ve yutmada bozulmalar,
· Baş Dönmesi, kulak çınlaması,
· Mesane ve bağırsak problemleri,
· Cinsel fonksiyonlarda bozulmalar,
· Konsantrasyon güçlüğü, unutkanlık, bilinç değişikleri,depresyon sayılabilir.
Her belirti atak ve bireyin MS olduğu anlamına gelmez, mutlaka kişinin sağlık kuruluşuna başvurması gerekir.
TANI NASIL KONULUR?
Bireyde MS şüphesi uyandıracak belirtilerin varlığında tanının konulabilmesi için öncelikli olarak uzman hekim tarafından öyküsünün alınması ve detaylı nörolojik muayene ile değerlendirilmesi başlıcadır. Hekim gerekli gördüğü Manyetik Rezonans görüntüleme ( MR ), lomber ponksiyon ( LP) , Görsel Uyandırılmış Potansiyeller ( VEP ), Optik Koherens Tomografi ( OCT ) ve gerekli kan tahlillerini de kullanarak tanıyı koyar.
Multipl Skleroz hastalığı ile karışabilecek Lupus, Lyme, Sjögren Sendromu, Nörobehçet gibi diğer otoimmun hastalıklardan ayırımını yaparak MS tedavisini düzenler.
MS HASTALARI GEBE KALABİLİR Mİ?
Doğurganlık çağındaki kadın hastalar gebe kalmadan önce mutlaka hekimlerine danışmalı dır. Aldıklara tedavilere ve hastalığın klinik seyrine göre gebelik planlanması yapılmalıdır.
MS HASTALIĞININ TEDAVİSİ
Günümüzde Multipl Sklerozun kesin tedavisi yoktur. Halen hastalık belirtilerinin ve komplikasyonlarına yönelik belirtilerin azaltıldığı tedaviler uygulanmaktadır. Multipl Skleroz için kullanılan tedavilerin amacı hastalığın ilerlemesini ve oluşturduğu nörolojik sekelllerini ve tekrar edebilecek atakları en aza indirmeye yöneliktir. Başlıca 3 temel tedavi günümüzde uygulanmaktadır
I. Ataklara yönelik tedaviler,
II. Atakları önleme tedavisi,
III. Gelişen nörolojik belirtilere ve eşlik eden semptomların tedavisi,
IV. Fonksiyon bozukluğu gelişmiş hücreler için sinir hücreleri arasında yeni bağlantılar kurulmasına yönelik ( nöroplastisite ) uygulanan fizik tedavi ve rehabilitasyon programları olarak sıralanabilir.
Ataklara yönelik tedavilerde başlıca metilprednisolonun damar yolundan verilmesi ile intravenöz immunglobulin ve plazma değişimi kullanılır.
Atakları önleme tedavileri; bireyin hastalığına ve genel durumuna bağlı bağışıklık sistemini baskılayıcı ( immünsupresif ) ya da bağışıklık sistemini faydalı olacak şekilde değiştirerek bağışıklık sistemini desteklemeye yardımcı olabilecek ( immünomodulatör ) ilaçların çeşitli yollardan vücudumuza verilmesini içermektedir. Amaç; daha sonra hastalık aktivitesine ait bulguların gelişmemesine yöneliktir.
Semptomlara yönelik olarak ise bireylerde saptanan; yorgunluk, kas sertliği, cinsel fonksiyon bozukluğu, mesane ve bağırsak bozuklukları, ağrı, uyuşma, psikolojik bozukluklara ait belirtileri azaltan uygun ilaç tedavilerin düzenlenmesidir.
Hastalara nöronal plastisite gelişimi için uygun fizik tedavi egzersizleri ve rehabilitasyon programları uygulanabilir. Ayrıca hastaların tedaviye uyumu ve stresten korunması için psikososyal destek ile uygun beslenme ve diyet rejimi önerileri için takip edilmelidir.
Nörolojik hastalıklar bireylerin yaşam kalitesini olumsuz yönde etkileyen en önde giden sağlık sorunlara yol açmaktadır. Multipl Skleroz da bu gruba giren nörolojik hastalıklar içinde yer almaktadır. İlk olarak 1868 yılında Jean Martin Charcot tarafından tanımlanan Multipl Skleroz Hastalığı için bilim insanları hastalığın kesin nedeni ve bu nedene yönelik çalışmalarına devam etmektedirler.
Bu metin güncel MS makalelerinden özetlenerek halkı bilgilendirmek amacıyla yazılmıştır. Geniş ve ayrıntılı bilgiledirme için uzman doktorabaşvurulması önerilir.