AÇILAN 3 BÜYÜK ŞEHİR HASTANESİ İZMİR’DE BULUŞTU…
19 Eylül 2017

Sağlıkta dönüşümün ikinci fazının en önemli faktörlerinden Mersin, Isparta ve Yozgat’da açılmış üç büyük şehir hastanesinin yöneticileri İzmir’de bir araya geldi. Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu İletişim Daire Başkanlığı Koordinatörlüğünde ve İzmir Kuzey KHB Genel Sekreterliğince düzenlenen “Sağlık ve Medya İletişimi Sempozyumu”na katılan şehir hastaneleri yöneticileri, TKHK Şehir Hastaneleri Kurum Başkan Yardımcısı Op. Dr. Ahmet İdris Çakır’ın oturum başkanlığını yaptığı “Sağlıkta Dönüşümün İkinci Fazında Medya İletişimi -Şehir Hastaneleri Örnekliğinde-” konulu oturumda, şehir hastanelerinin tanıtım filmlerini göstererek anlatma olanağı buldular.Özel Hastane Konforundaki Şehir Hastaneleri, Devlet Hastanesidir…Şehir hastanelerinin devlet hastanesi olduğunu ama konfor ve yüksek hizmet kalitesinden dolayı özel hastanelerle karıştırıldığını ifade eden Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu Şehir Hastanelerinden Sorumlu Kurum Başkan Yardımcısı Op. Dr. Ahmet İdris Çakır Sağlıkta Dönüşümün 2. Fazında Şehir Hastaneleri en önemli argümanlardan biridir ve bu hastanelerde patron halktır, devlettir. Devletimiz bir kuruş bile harcamadan Kamu-Özel ortaklığı ile hastane yaptırabilmektedir. 1300-1500 yatak kapasiteli hastanelerin 2,5 - 3 yıl gibi kısa bir süre içerisinde bitirilebildiğini görüyoruz. Bu noktada bazen haklı eleştiriler de olabilir. Ama şunu unutmamalıdır ki ülkemizde ben çok il gezdim ve 25 yıl boyunca bitirilememiş hastane inşaatlarıyla karşılaştım. Toki de yaptırsa Sağlık Bakanlığı da yaptırsa ayrı ayrı birçok sıkıntı ile karşı karşıya kalınıyordu. 4-5 yılda hastane bitirildiğinde hepimiz şükrediyorduk. Geçmişi unutmamak lazım. Bugün Şehir Hastaneleri ile gelinen nokta Avrupa standartlarının da üzerine çıkmıştır. Şehir Hastaneleri için devletimiz bazı garantiler vermekte ve bu garantiyi verdiği için firmalarımızda kısa sürede bu kadar büyük hastaneleri bitirebilmektedir. Bu noktada hem Şehir Hastaneleri ve Yüklenici Firma Yöneticilerimizin hem de Basın ve İletişim Birimi çalışanlarının basın mensuplarıyla iyi diyaloglar içerisinde olması gerekmektedir. Sağlık ve Medya İletişimi Sempozyumu gibi doğru platformlarda ve doğru zamanlarda, doğru bilgilendirmeler yapılmasının olumlu sonuçlar doğuracağını düşünüyorum.” dedi.İlk konuşmacı olarak kürsüye çıkan Mersin Şehir Hastanesi Yöneticisi Op. Dr. Recep Aydın “Şehir hastaneleri Başkanımızın da söylediği gibi sağlıkta dönüşümün 15. yılı sonunun en güzel verilerinden biridir. Bu hastaneler ile devasa bir adım atıldığını bizzat gördüm. Hiç bir vatandaşımızın sağlık hizmetlerinden mahrum kalmadığına gözlerimle tanık oldum. Sağlık hizmetlerinin şehir hastanelerinde sosyolojik, finansal, teknolojik ve akla gelebilecek tüm faktörler açısından bir bütünlük ve uyum içerisinde sürdürülebildiğini söyleyebilirim. Bir çok kişi ve uluslararası kurumların imkansız dediği Kamu-Özel ortaklığı uyum içinde birlikte yürütülüyor. Vale hizmetleri dahil bir otel konforunda tüm hizmetlerin ücretsiz olduğu bu sistem küresel bir başarı örneği olarak tüm dünyaya sunabileceğimiz bir organizasyondur. Bu sistemle sağlık hizmetleri konusunda ne kadar güçlü olduğumuzu dünyaya kanıtladık. İkinci faz örnek bir model olacak ve medyanın da bize çok olumlu etkilerinin olacağına inanıyorum. Sağlık ve Medya İletişimi Sempozyumu bizim kendimizi anlatmamız için gerçekten çok önemli bir platform. Emeği geçen herkese çok teşekkür ediyorum.’’ dedi.25 Yıl Sonra Devletimize Teslim Edeceğiz…CCN Sağlık Mersin Şehir Hastanesi İşletme Müdürü Vahap Doğan ise ‘’Öncelikle böyle bir projeyi böyle bir mekanda sizlere anlatmaktan duyduğum onuru sizlerle paylaşmak isterim. Aslında şehir hastaneleri ile ilgili birçok söylemler var. Önemli olan medyaya ve iletişim ağlarına bunu çok doğru bir şekilde iletmek. Süreçi çok iyi tanımlamamız lazım. Süreç ekonomik etkilerin gelişimi ile başladı. Sağlık harcamalarının artış hızı, demografik yapının değişimi, yetersiz sağlık personeli, kronik hastalıklar, maaliyet baskısı bazı çözüm önerilerini de yanında getirdi. Bu çözüm önerilerinin biri de Kamu-Özel işbirliğiydi. Çok kısa vadede finansman gücünün ve risklerin yatırımcıda olduğu, avantajlarıyla birlikte çözüm önerilerinin de desteklendiği bir yapı modeli oluşturuldu. Yap, kirala, beraber işlet ve devret sürecinin birlikte olduğu, bize verilen her türlü bedelin karşılığındaki süreç şöyle işledi. 25 yılın sonunda bu hastaneler kamunundur. Bizim görevimiz 25 yıl boyunca bu binaları ayakta tutabilmektir. En büyük eleştiri konumuz verilen garantilerdir. Bazı hizmetlerde kotaları doldurmak için vatandaşımızın cebinden ekstra bir ücret çıkmadığını burada açık ve net bir şekilde ifade etmek istiyorum.” dedi.Isparta Şehir Hastanesi Yöneticisi Op. Dr. Kadir Gökhan Saçkan “Oldukça modern olan Şehir Hastanelerinde fiziki koşulların çok güzel olduğunu ve modern cihazlara sahip olduğumuzu ifade etmek isterim. Aynı zamanda teknik olarak çok iyi durumda. Ben bir kalp cerrahı olarak ifade etmek isterim ki biz burada kalbi durdurmadan By-Pass yapacağız. Bunun dışında birçok şey var yapacağımız ama bunları medyaya anlatırken doğru kelimeler kullanmalıyız ki vatandaş neler yapıldığını anlayabilsin.  Bu şehir hastanesi bizim ilk çalışmamız. Her şey daha da iyi olacak. Başkanlarıma ve katılımcılara çok teşekkür ediyorum.’’ dedi.Yurtdışında da Örnek Olacağız…Yozgat Şehir Hastanesi Yöneticisi Op. Dr. Aziz Ahmet Surel “Sürecin başında bir şehir efsanesi vardı ve herkes bir şey söylüyordu. Hastanenin konseptini gördükleri zaman buranın bir devlet hastanesi olduğuna inanmakta güçlük çekiyorlardı. Dört defa basın açıklaması yaptık. Hala daha inanmayanlar oluyor. Daha önceden eski Yozgat Devlet hastanesinin 1933 yılından kalma binalarında bir sağlık hizmeti yürütülmeye çalışılıyordu. Geldiğimiz noktada ise tamamen hastane olarak yapılmış bir bina var elimizde. 475 yataklı, odaların tamamı nitelikli ve otel konforundaki bu odalarda hastalarımız kaliteli sağlık hizmeti alabiliyorlar. Geçtiğimiz 2016 yılı verilerine bakarsak günde ortalama il dışına 4 tane sevkimiz vardı. Bunlar çoğunlukla yoğun bakım ve kalp damar hastalarıydı. Hastanemiz açıldıktan 2 ay sonraki verilere göre günlük ortalama sevk sayımızın 1’in altında olduğu tespit edildi. Açılan yoğun bakım ve anjiyografi ünitelerimiz bu sevklerin önüne geçti. Bizim diğer şehir hastanelerinden farklı bir durumumuz var. Şehir hastaneleri genelde nüfus yoğunluğu yüksek personel sıkıntısı olmayan illerde yapılmıştı. Bizim ise amacımız hastalarımızın il dışına çıkmadan tüm hizmetleri buradan alabilmesi, hasta ve personel memnuniyeti. Devlet ve özel sektörün çıktığı bu yolda sürecin sürdürülebilirliğini sağlayacak şekilde ekonomik tedbirleri de almak istiyoruz. Umuyoruz ki bu projeler örnek olacak ve yurt dışında da yapılmaya başlanacak.’’ dedi.