Dünya Sağlık Örgütü tarafından 2007 yılında sıtma hastalığının kontrol altına alınması için küresel bir çerçeve belirlenmiş ve 25 Nisan “Dünya Sıtma Günü” olarak kabul edilmiştir. Hastanemiz Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr.Gülen GÜLOĞLU ÇAMAŞ konu ile bilgi verdiler. Bu kapsamda her yıl sıtmanın önlenmesi ve kontrolü için; toplumun hastalık ile ilgili bilgilendirilmesini sağlamak ve sürekli yatırım için sürdürülebilir siyasi kararlılık ihtiyacını vurgulamak amacıyla dünya genelinde çeşitli etkinlikler düzenlenmektedir
Sıtma, enfekte dişi Anofel sivrisineklerinin ısırıkları yoluyla insanlara yayılan Plasmodium parazitlerinin neden olduğu akut ateşli bir hastalıktır
KLİNİK BELİRTİLERİ NELERDİR, KİMLER RİSK ALTINDADIR?
Sıtma gribe benzer belirtilere yol açan ateşli, akut bir hastalıktır. Belirtiler, hastalık taşıyan sivrisinek ısırığından 7 ila 15 gün sonra ortaya çıkmakla beraber bulguların daha uzun sürede ortaya çıkması da mümkündür. İlk belirtileri ateş, baş ağrısı, üşüme ve kusmadır. Hastalığın, sıtma olarak tanımlanabilmesi zor olabilir. Özellikle P.falciparum türü sıtma 24 saat içinde tedavi edilmezse, hastalığın şiddetlenmesine ve hatta ölüme neden olabilir. Sıtmanın erken teşhis edilmesi ve tedavisi ölümlerin önüne geçer. Bazı hastalarda sıtma daha ağır seyredebilir. Bebekler ve 5 yaş altındaki çocuklar, hamile kadınlar ve HIV/AIDS'li hastalar özellikle risk altındadır. Risk altındaki diğer gruplar ise, Burkina Faso, Kamerun, Gana ve Demokratik Kongo Cumhuriyeti gibi sıtmanın sık görüldüğü Afrika ülkelerine, iş veya gezme amaçlı gidenler ve koruyucu tedavi almayan kişilerdir.
KORUNMA NASIL SAĞLANIR?
Bakanlığımız tarafından yürütülen başarılı çalışmalar sonucunda Türkiye’de yerli sıtma vakası görülmemektedir. Fakat iklim değişikliği, vektör yaşam alanlarındaki değişiklikler, büyük nüfus hareketleri, düzensiz göçmenler, sıtmanın endemik olduğu ülkelere seyahat edenlerin ve buralardan gelenlerin sayısının artması nedeniyle ülkemizde yurt dışı kaynaklı sıtma vakaları görülmektedir. Türkiye, anofel cinsi sivrisineklerin bulunması ve subtropikal iklim bölgesinde yer alması nedeniyle sıtma açısından risk altındadır
Sıtma korunma ile önlenebilir bir hastalıktır. Sıtmadan korunma ve hastalığın kontrol altına alınmasının iki yolu vardır. Bunlardan birisi; çevredeki sivrisineklerin üreme alanları olan su birikintilerinin yok edilmesi, bataklıkların kurutulması yani sivrisinek ile mücadeledir. Diğeri ise; sıtma paraziti taşıyan insanları tedavi etmek suretiyle kaynak kontrolünün sağlanmasıdır.
Hastalığın endemik olarak görüldüğü bölgelerde açık olan vücut bölgelerine sivrisinek kovucularının sürülmesi ise bir diğer korunma yöntemidir. Kapı ve pencerelerin sivrisineklerin girişini engelleyecek şekilde telle kapatılması, gece yatarken cibinlik kullanılması da etkili korunma önlemlerindendir..
Sıtmanın özellikle falsiparum sıtmasının yaygın olarak görüldüğü Afrika, Güney Amerika ve Uzak Doğu ülkelerine yapılacak seyahatlerden önce Sağlık Bakanlığı Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğü’nün http://www.seyahatsagligi.gov.tr sayfası ziyaret edilerek sıtma ve seyahat ilişkili diğer hastalıklar hakkında bilgi edinilmeli, gidilecek bölgenin riskleri ve korunmaya yönelik danışmanlık alınmalıdır. Riskli bölgelere gitmeden önce sıtmaya yönelik koruyucu ilaçlar başlanılmalı ve riskli bölgede bulunulan süre boyunca kullanılmalıdır. Gidilen bölgede sıtma ile ilgili belirtilerin görülmesi durumunda en yakın sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır. Seyahat dönüşü özellikle titreme ile yükselen ateş ortaya çıkması durumunda bir sağlık kuruluşuna başvurularak seyahat edilen yer hakkında hekime bilgi verilmelidir.“Sıtma,acil tedavi edilmesi gereken bir hastalıktır. Sıtmadan şüphelenilen veya sıtma belirtileri olan kişi en kısa sürede bir sağlık merkezine başvurmalı ve tedavi edilmelidir”